Cinsellik, Spiritüel Cinsellik ve Dönüşüm

Cinsellik insan oğlunun var olduğu ilk günden beri yasak ve ayıp kabul edilmiştir, neredeyse tüm dinler cinselliğe karşıdır çünkü aslına bakarsanız ondan korkarlar, ve çünkü cinsel enerji müthiş bir yaratıcı güce sahiptir. Cinsel enerjisini doğru kullanan kişiler farkındalık seviyesi yüksek ve bilinci açık ve yaratıcı gücü ile buluşmuş kişilerdir.

Burada ayıp olan cinsellik değildir, cinselliğin yanlış yaşanmasıdır, en yaratıcı ve kutsal enerjisini kişi dönüştürüp aydınlanma ve farkındalık yolculuğunda büyük bir kaldıraç olarak kullanabilir.

Spiritüel Cinsellik

Sıradan birleşmelerde kadın ve erkek sadece bedensel seviyede takılı kalarak cinselliği sadece cinsel organ seviyesinde yaşarlar, spiritüel cinsellikte ise kişilerin sadece bedenleri değil, duygu, zihin ve ruhları da birleşir. Bedeni aşabilmekten bahsediyorum. Cinsellik eylemine kutsal bir mabede gösterdiğimiz saygı ve farkındalık ve de hassasiyet ile yaklaşabilmek, bir ibadet, meditasyon hatta ruhsal bir pratik. İki kişinin en derin hediyelerini birbirine sunması. Cinsel birleşme sırasında kişilerin enerji bedenleri de birleşir, birbirlerinin bilinçaltı seviyesinde var olan tüm kök inanç, yargı, duygu ve düşüncelerini adeta kopyalarlar. Bu sebepten kadim zamanlarda evlenecek çiftler 40 gün öncesinde hem bedensel ve hem de zihinsel ve ruhsal arınmalara girerlerdi ki bu iki bedenli sunum saf ve temiz olabilsin. Arada sadece sevgi enerjisi kalabilsin, böyle bir birleşme büyük bir bedensel haz vaadettiği gibi bedeni aşmayı da öğretir çiftlere. Çünkü farkındalık ve arınmış olarak birleşirsen cinselliğin dönüşür. Kutsal bir ritüel haline gelir. Bu kutsallığı duyumsarsın, fark edersin, beş duyu hediyeni kullanarak 6. Duyun olan sezgi merkezini açma yolunda pratik yaparsın. Evet cinsel enerjini bedensel seviyeden yukarı çekebilir, duygusal, zihinsel, ve ruhsal olarak da cinselliği deneyimleyebilirsen 6. Duyu merkezin açılır ve beyin orgazmı yaşayabilirsin. Uzakdoğu felsefelerinde samathı denen, tasavvuf literatüründe ölmeden önce ölmek olarak anlatılan büyük bir farkındalık sıçramasından bahsediyorum.

İlahi rahim enerjisinin sembolü kadın ile ilahi rahman enerjisinin sembolü erkek, var oluşsal olarak birbirlerinde olmayanı cinsel birleşme esnasında birbirlerine sunar ve mükemmel bir tamamlanma yaşarlar, bu tamamlanma hali ikilikten tekliğe düşüp, birliğin deneyimlendiği çok özel bir yaşayıştır. Kendi içinde eril ve dişil enerjilerini dengeleyerek, önce kendi içinde birliği deneyimlemiş olan bir kadın ve bir erkeğin birleştiği sırada kök çakra merkezindeki kundalini enerjisi uyanır ve omurilik boyunca yukarı tırmanarak sağ (eril) ve sol (dişil) kanallardan geçerek ve çakraları da bir bir açarak epifiz ve hipofiz bezini uyarır ve kişi beyin orgazmını deneyimler.

Kundalini enerjisi kuyruk sokumu bölgesinde toplanan çok yüksek potansiyelli bir yaratıcı enerjidir ve kendine sarılmış yılan ile sembolize edilegelmiştir. Zaten tüm mesele yılanı uyandırmaktır.

Böyle farkındalıklı bir cinsel birleşme birbiri vasıtasıyla kişiyi ilahi aşka taşır, bu kişi için artık herkes ve her şey kutsaldır, çünkü her şeyin yüce yaratıcının bir yansıması olduğu bilincine sahip olmaya başlar, partneri de adeta bir tanrı ya da tanrıçadır, bu çok özel deneyimi herkesle ve özensizce yaşamamaya başlar, var oluşsal doğası gereği kişi zaten tüm bu bilgilere sahiptir, yılanı bir kere uyandırdıktan sonra kişide kodlanmış tüm bilgiler açığa çıkmaya başlar ve aşkı yaşarken bulur kendini.

İşte cinsellik asla sıradan ve aşağı bir eylem değildir, tersine spiritüel cinsellik size hayatınızı yeniden yaratmayı vaddeder. Kadim zamanlardan bu yana uygulanan tantrik uygulamalar ile kişi spiritüel cinsellik ile tanışmalı kendinde yüklü şifreleri bir bir açmalıdır. Böylece cinsellik aşka dönüşür. Zaten tantraya göre cinsellik cinsellik olarak kalmamalıdır, aşka dönüşmelidir. Peki nasıl aşka dönüşür?

Eylemin kendisi olursan… beş duyu organının her birini farkındalık ile yaşarsan.. severken sevgi ol örneğin, öpen olma öpücük ol, dokunan olma dokunuş ol, aşkı meditasyona dönüştür, işte o zaman sen ve ben ortadan kalkar, saf yalın sevgi kalır.

Sonra aşk da aşk olarak kalmaz nihai mistik zirveye dönüşür, evrensel zihin oluverir, öteki kavramından özgürleşir birliği yaşamaya başlarsın. Öteki yoktur, öteki ve sen diye bir ayırım da yoktur, nihai birlik vardır.

Tantra der ki her şey kutsaldır ve her şey birden gelir, ve insanoğlu bu birlik halini ilk önce kendi içinde birlenerek ve sonra da partneri ile birlenerek deneyimler.

Aşk’la.